10 Haziran 2017 Cumartesi

Elevit Gezi Rehberi...Çamlıhemşin'in Bulutlara Komşu Toprakları...

Bulutların dağlarla dans ettiği,Fırtına Deresi'nin coşkulu aktığı, bin bir çeşit çiçeğe, böceğe, kurda, kuşa ev sahibi büyülü toprakların merkezinde sırtını Kaçkarlara dayamış Çamlıhemşin'de alıyoruz bu sefer soluğu...Zorlu coğrafyanın gurbet yollarına düşürdüğü Hemşinlilerin kutsal saydıkları yerlerdir yaylaları...Benim için de kutsal sayılan bu toprakları kaleme alma şansım ilk kez oluyor, heyecanımı mazur görün...

Kulağımızda "Oy Elevit Elevit/Ander Kalsun Taşlarun/Ayşem Sebebi Nedir/Gözündeki Yaşların" dizeleriyle bizi Çamlıhemşin'den bu güzelim yaylaya kavuşturacak çiseli yola düştük...Makrevis (Konaklar), Şenyuva (Çinçiva), Molla Veyis köylerinden sonra Zilkale'ye selam edip Çat düzüne vardık ondan sonra yaklaşık 30 dakikalık yol bizi iki derenin içine yani Elevit'e kavuşturdu...


Kış döneminde hiç kimsenin yaşamadığı yaylada yaz döneminde gurbetçilerin de geri dönmesiyle yayla tulumuyla, horanıyla cıvıl cıvıl oluyor...Denizden 1800 metre yükseklikteki yaylada resmi kayıtlara geçen nüfus ise bilinmiyor, işte kanıtı :)




Haziran başında Karadeniz kıyısında nem kendini ufak ufak hissettirirken yaylada bahar daha yeni gelmiş gibiydi,henüz çoğu ev kapalıyken sadece yaylada 8-10 evin kapısı açıktı. Biz de kendimizi yaylanın sessiz büyüsüne bırakıp bol bol fotoğraf çekmeye ve sisin dansını izlemeye bıraktık...






Yayla havası değişkendir,bunu bizzat yaşayarak gördük,bulutların bizi karşıladığı Elevit'te 10 dakika sonra bardaktan boşanırcasına yağmurla iliklerimize kadar ıslandık yarım saat sonrası ise güneş bize kendini gösterdi,dolayısıyla yaylaya geldiğimizde yanımızda mutlaka yağmurluk, polar ve ıslanınca değiştirmek amaçlı yedek kıyafet bulunmalı...










Yaylada inekler kendi başına buyruk gezer, kurulmuş saat gibi de otlama saati bittiğinde eve dönüp kapıyı açacak birini beklemeye başlar,işte bu da kanıtı :)







Yüzyıllarca dinginliğiyle bölge insanına ev sahibi olan bu güzelim yaylalar günümüzde insan işgali ile karşı karşıya çok uzaklarda değil Ayder yaylasında bunu ne yazık ki görebiliyoruz; yüksek sesle yayla yolunu inleten arabalar, her köşede mangalıyla aileler bu dinginliği ve mistikliği ne yazık ki yok ediyor...O yüzden bu yazı sadece yaylalara saygı duyacak kişiler için kaleme alındı...Biz sahip çıkıp bağrımıza basalım ki yıllar sonra döndüğümüzde yayla da aynı bozulmamışlığı ile bize kucak açabilsin...

Bu arada unutmadan geçmeyeyim Elevit'te küçük de olsa yaz dönemi ihtiyaçlarımızı karşılayabileceğimiz bir kaç bakkal dükkanı mevcut...Eğer bu yaylada ben bir gece konaklayayım derseniz de Kartal Pansiyonu öneririm, küçük ve sevimli bir aile işletmesi...



Bir sonraki durağımız nere olur bilinmez siz takipte kalın yeter :)