Bern'deki otelimizden ayrılıp arabamızla düştük yollara...Kimsenin sizi selektör yaparak elle,kolla,kornayla taciz etmediği gerçek anlamda güvenli yollardan geçerek vardık Montrö'ye...Leman gölünün (nam-ı diğer Cenevre Gölü) kuzeyinde yer alan mikro-klima havzası olan Vaud Rivierasında yer alan bu güzelim şehrin yaslandığı tepeler 18. yüzyılda rahipler tarafından teraslamayla oluşturulmuş üzüm bağlarıyla çevrili...Tabi bu bağlardan da dillere destan şaraplar üretiliyor...
İsviçre'nin en güney batısında yer alan Montrö'nün hemen karşısında Fransız toprakları bulunuyor ve bu iki yaka arasında düzenli vapur seferleri mevcut...Leman Gölü kenarında yaptığımız yürüyüşte dört bir yanda çiçek bahçeleri ve heykeller bize eşlik etti. Bunlardan belki de en önemlisi bir dönemin efsanevi gruplarından olan Queen'in solisti olan Freddie Mercury'nin heykeliydi...
1991 yılında AIDS'den hayatını kaybeden ünlü sanatçının aşkla bağlı olduğu Montrö'deki heykeli şehre yolu düşen turistlerin uğrak yeri...Ünlülerden söz açılmışken Rus besteci Tcahikovsky, sanatçı Shania Twain'de Montrö aşıklarından,ayrıca laf aramızda Microsoft'un kurucusu olan Bill Gates'in de Montrö'de bir villası varmış.
Zenginlerin ve ünlülerin bu kadar sık uğradığı bir yerde tabi ki onlara hitap edecek güzellikte ve pahalılıkta otellerin olması olağan işte onlardan birisi şehrin tam merkezinde yer alan 1870 yapımı Grand Hotel Suisse-Majestic...Dışarıdan bakıp "saygılar hocam" diyerek yolumuza devam ettik:)
Yollarında gezerken bayıldığımız Montrö'de her an değişik bir figür karşınıza çıkabilir.Örneğin Şirin Superman :)
Dönüp baktığımızda yeniden gitmeliyiz buraya doyamadık dediğimiz yerlerin arasında önemli bir yer tutan bu şehre mutlak yolumuzu düşürmeliyiz...Çok orijinal bir de seyir terası olan Montrö şehrini geride bırakarak bir sonraki durağımız olan Chillon şatosuna çeviriyoruz rotamızı, tabi ki bu güzelim şehirden birkaç kare paylaşarak :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder